çeşmeye ağzımızı dayayıp doya doya su içme devrini çoktan kapattık. ama birde para verip aldığımız suyun içinde ne türlü hileler olduğunu bilmek can sıkıcı geliyor bana...reklam ederlerken "şu kadar vitamin, şu kadar mineral içerikli, bu suyu iç başka bişey lazım değil" diye allayıp pulladıkları ürünleri çeşme suyundan beter çıkıyor yapılan denetimlerde... sadece 3 ayda 14 işletmeye yasal işlem yapılmış istanbul'da. hele de yaz aylarına gireceğimiz önümüzdeki günlerde daha da arttırılmalı bence. peki nelere dikkat edicez su alırken?mesela en önemlileri damacana da marka etiketi bulunmalı, marka etiketi kabartmalı olmalı, kapaktaki bilgi; gövdedeki kabartma ve etikettekilerle aynı olmalı, damacananın boğazındaki emniyet şeridindeki bilgiler de diğerleri ile uyumlu olmalı.
sağlık bakanlığı AB kriterlerine uygun sınıflandırmalarla ruhsatlandırmalar yaparak kaliteyi hedefliyor. her suyun içeriği bir değil. sular içeriklerine göre "içme suyu", "kaynak suyu", "doğal mineralli su" olarak sınıflandırılıyor. magnezyum ve kalsiyum gibi temel mineraller bakımından zengin ve niteliği değişmemiş sulara "doğal mineralli su" ruhsatı veriliyor. bir de buna ek olarak suyu muhafaza etmenin de önemi büyük.satın aldığımız yerdeki depolama şekli de suyun kalitesi açısından önem arzediyor. örneğin suyun satış ve muhafaza yeri ayrı olmalı, petrol türevleri ile aynı yerde bulunmamalı ve taşınmamalı, güneş ışığı görmemeli. satın aldığımız işletmenin içme suyu satış belgesi olmalı...
velhasıl su deyip geçmemek, dikkat etmek, bilgilenmek, ne içtiğimizi bilmek lazım...
5 yorum:
Canım benimde en çok kafama takılan konulardan birisi güneşte beklemiş sular..
Bazen şarküteri gibi dükkanlarda veya büfe tipi yerlerde vitrinlere diziyorlar bütün gün güneşin içerisinde..Plastik damacanalarda ayrı bir konu..:(
Bir programda dinlemiştim çeşme suyunun klorlandığından dolayı daha hijyenik olduğunu söylemişti doktor.
Güzel paylaşımın için teşekkürler,sevgiler
ben çeşme suyunu sadece apartman su tesisatımızın eksikliğinden dolayı tercih etmiyorum. şebeke suları kesinlikle kötü değil bence...dediğin gibi tüm denetimler ve hijyen çalışmları yapılıyor. bazen damacanalar kat kat berbat olabiliyor.
okadar önemli bir konuya deginmissinki. bilhassa gün isiginda kalmasi plastik sise icinde tadini bie degistiriyor. sanki plastik tadi ve kokusu geliyor umarim cözüm bulunur
Canım enginarı ayıklanmış olarak aldım ben, dış kısmını daha önce hiç pişirmedim ama yumuşak kabuklarıda pişebiliyormuş sanırım..:)
Bezelye ile beraber hepsi bir tencerede pişiyor...
iyi haftalar canım,
sevgiler
Yorum Gönder