27 Aralık 2010 Pazartesi

...PORTAKALLI KEREVİZ...

herkese, tüm arkadaşlarıma teşekkürler yorum ve öneriler için... fikir alışverişi çok iyi oldu...ama benim gönlümde nikon var..D3100 mü?  D5000 mi? kararı verdiğim an alıyorum inşallah....

bu fotoğrafı da emanet bir makineyle çektim.. acele ve tripotsuz..uzun bir zamandır neredeyse elim mutfağa gitmiyordu fotoğrafını çekemiyorum diye... annem duymasın:) bu tarifle kendime gelirim umarım..

malzemeler:
1 adet soğan
2 adet kereviz
3 adet havuç
yarım çay bardağı zeytinyağ
2 portakal
tuz ve şeker

yapımı:
yayvan bir tencereye zeytinyağı dökerek başlıyoruz. soğanları mümkün olan en küçük boyda doğrayıp ısınan yağa ilave ediyoruz. bu aşamada zeytinyağlıların olmazsa olmazı şekeri ilave ediyoruz. çünkü yüksek ısıyla karamelize olan şeker yemeğin sosuna mükemmel bir tat katıyor. soğanlar bir süre kavrulunca küp doğradığımız kereviz ve havuçları ekliyoruz. tüm malzemeleri kavurunca portakalların suyunu sıkıp ilave ediyor ve en kısık ateşte çok yavaş bir şekilde pişmeye bırakıyoruz.

* suyu az gelirse su değil  portakal suyu ekliyoruz.
* soğuk bir şekilde servis ediyoruz.. hatta bir gün beklendiğinde maximum tada ulaşılıyor. tavsiye ederim...

afiyet olsun...

14 Aralık 2010 Salı

NİKON MU? CANON MU?...

yeni bir fotoğraf makinesi almak istediğim için eskisini sattım. bir sürü tarifi fotoğraflayamadığım için yayınlayamadım..şimdi alacağım makineye karar verme aşamasındayım.. deneyimleriniz önemli. ne tavsiye edersiniz. nikon mu? canon mu?...
şimdiden teşekkürler..
yeni fotoğraf ve tariflerle pek yakında hizmetinizde..
memolininannesi:)

26 Kasım 2010 Cuma

SEBZELİ KEK..

çayımı demledim. canım ne yemek istiyorsa onu yaptım. ve bilgisayarda bir dizi açtım. hayret oğlum bilgisayarını bana verdi ve ben kendime çay demledim..

malzemeler:
4 yumurta
1 kalıp peynir
2 adet pırasa
7-8 kök ıspanak
1 bardak mısır unu
2 bardak un
1 bardak sıvıyağ
maydanoz
dereotu
nane
kırmızıbiber
kabartma tozu
yarım limon

yapımı:
karıştırma kabımızın içine peyniri çatalla ezerek işe başlıyoruz..yumurtaları ilave edip çırpıyoruz. limonla kabartma tozunu karıştırıp ilave ediyoruz. doğradığımız sebzeleri unu ve diğer malzemeleri de katıp yağladığımız kabımıza döküyor ve önceden ısıtılmış (200 derece) fırında pişiriyoruz..

tuz yok çünkü peynir yeterli oluyor
afiyet olsun...

ZELİHA'DAN ÖDÜLÜM...GURURLA VE BÖBÜRLENEREK SUNARIM...

arkadaşım zeliha bu ödülü gönderdi bana çok teşekkür ediyorum kendisine.daha nice ödüllere yer vermek umudu ile...

25 Kasım 2010 Perşembe

EKŞİLİ KÖFTE

tüm ramazan boyunca soframın demirbaşı olarak menümü süsledi..dün oğluma yapınca fotoğraflayayım dedim..çok beğenileceğine eminim. meşakkatli ama aldığınız iltifatlar sonucu göğsünüzü kabartacak bir tarif. tavsiye ederim..

malzemeler:

köfte için;
250 gram kıyma
1 adet soğan
1 yumurta sarısı
1 yemek kaşığı sıvıyağ
2 yemek kaşığı ince bulgur
tuz, karabiber, kimyon,  kekik, nane

çorba için;
2 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı tereyağ
3 yemek kaşığı sıvıyağ
1 adet büyük boy havuç
1 adet büyük boy patates
3 diş sarımsak

 terbiye için;
2 kaşık yoğurt
1 yumurta
1\2 limon

yapımı:
öncelikle köftelik malzemeleri karıştırma kabına alıyoruz. üzerine soğanı ince bir şekilde rendeliyor ve köftemizi yoğuruyoruz. minik parçalar koparıp yuvarlayarak un serpiştirdiğimiz bir tepsiye hazırlıyoruz. patates ve havucu küçük küpler halinde doğruyoruz. tencereye tereyağı ve sıvıyağı alıp unu ilave ediyor ve kavuruyoruz. üstüne suyunu koyuyoruz. bu aşamada ben blenderla homojenize ediyorum tavsiye ederim. sarımsakları da rendeleyip ilave ediyoruz. kaynayan suyun içine önce havucu 5 dk sonra da patatesleri katıyoruz.(havuç daha geç pişiyor) en son hazırladığımız ve un içinde hafif yuvarlayarak yapışmasını önlediğimiz köfteleri de katıp pişmeye bırakıyoruz. terbiye sosunu da blenderla hazırlayıp yavaş ve ılıtarak çorbamıza katıyor ve bir taşım kaynatıp altını kapatıyoruz. en son tuzunu ayarlıyor ve kaselerde servise sunuyoruz.

not: sarımsak tadı kesınlıkle agız kokusu yaratmıyor. ama muthıs bır tat katıyor. es geçmeyin derim.. özellikle antibiyotik değeri ile gerek bizim gerek çocuklarımızın sağlığı açısından önemli bir detay...şu grip aylarında sarımsaksız yemek pişirmiyorum desem yeri var..

şimdiden afiyet olsun, sağlık getirsin...

İLK MİM'İM....

sevgili yeşim beni mimlemiş.. vallahi çok mutlu oldum. zevkle cevaplıyorum..
.1.En sevdiginiz kelime?
mutluyum:))

2.Nefret ettiginiz kelime?
yemek istemiyorum..(oğlumdan duymaktan bıktım)

3.Sizi ne heyecanlandırır?
beni ne heyecanlandırmaz deseniz daha kısa veririm cevabını.. heyecanlı bir tipim genel olarak..

4.Heyecaninizi ne öldürür?
samimiyetsizlik. bu kadar heyecanlı ve panik ve duyarlı bir kişiliğim. ama samimiyetsizlikle karşılaşınca duvar gibi duygusuz oluveriyorum...

5. En sevdiginiz ses?
doğru kıraatla okunan Kuran-ı Kerim sesi... kim hayır diyebilir ki?

6.Nefret ettiğiniz sesler?
üst komşumun halılarını silkelerken demir parmaklıklarımın çıkardığı ve beni çileden çıkaran ses....

7.Hangi mesleği yapmak istemezsiniz?
terzi, el sanatçısı vs gibi bişey olamazdım.. kesinlikle sıkılır bırakırdım..

8.Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz?
içimden alaattinin cini çıksa ve dileklerimi yerine getirse  hiç fena olmazdı;)

9.Kendiniz olmasaydiniz kim olmak isterdiniz?
hiç böyle  içimde büyümüş bir kişilik yok açıkçası...

10.Nerede yasamak isterdiniz?
yine istanbul'da...ve ailemle olmak isterdim..

11.En önemli kusurunuz nedir?
içim dolana kadar alındığımı itiraf edememem herhalde..tolere edemeyecek kıvama gelincede patlıyorum...

12.Size en fazla keyif veren kötü huyunuz hangisi?
böyle bir tespitim yok..kötü huy insana keyif vermez bence..

13.Kahramaniniz kim?
eşim....

14.En cok kullandiginiz kötü kelime?
yok..

15.Su anki ruh haliniz?
evli, mutlu, çocuklu......

16.Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?
iyilik yap denize at, balık bilmezse Halık bilir...

17.Mutluluk rüyanız nedir?
sağlıklı, belki biraz daha iyi şartlarda ama hep böyle mutlu huzurlu bir hayat..hanlar hamamlar değil yani...

18.Sizce mutsuzlugun tanımi?
yeşime aynen katılıyorum. çaresizlik, elinden bişey gelememesi ve umutsuzluk...

19.Nasıl ölmek isterdiniz?
son nefeste iman ile...

20.Öldügünüz zaman cennete giderseniz Allah`ın size ne söylemesini istersiniz?
defterim sağ yanımdan verilsin yeter.. budur benim için...

herhalde bu mim'i birilerine göndermem gerekiyor..

yemekvakti aylin
swotpisces
umutsepeti

teşekkür ediyorum şimdiden

23 Kasım 2010 Salı

YALANCI BAKLAVA

yeni doğum yapan görümcem için bir tatlı tarifi düşünürken sevgili Rumma imdadıma yetişti..
ailemizin yeni çiçeği hafize meryem'e güzel, hayırlı, mutlu, saglıklı bir ömür duası ile...

malzemeler:
1\2 su bardağı sıvıyağ
1\2 su bardağı ılık su
yarım paket oda sıcaklığında margarin
1 paket kabartma tozu
1 subardağı fındık ve ceviz
alabildiği kadar un

şerbet:
3 su bardağı şeker
1,5 su bardağı su
limon suyu

yapımı:

malzemelerimizi ( ceviz ve fındıkta dahil olmak üzere) kulak memesi kıvamında bir hamur elde edene kadar yoğuruyoruz. yağlanmış tepsiye yayıyor ve elimizle bastırarak pürüzsüz bir yüzey elde ediyoruz. baklava dilimi şeklinde kesiyoruz.(tepsi olarak ben yuvarlak borcam kullandım.). 150 derecede ısıtılmış fırında ağır ağır  pişiriyoruz. soğuttuğumuz şerbeti tatlımız sıcakken ilave ediyoruz. afiyet olsun...

15 Kasım 2010 Pazartesi

....KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN.....

sevdilkerinizle, evlatlarınızla, anne babalarınızla, kardeşlerinizle, kuzenleriniz ve yeğenlerinizle, konu komşunuzla dolu dolu geçireceğiniz; güzel bir bayram duası ile.....

13 Kasım 2010 Cumartesi

KARNABAHAR ÇORBASI

yemeğinden sonra birde çorba tarifi vermek istedim. ama önce birde faydalarına göz atalım bence..

*özellikle kadınların korkulu rüyası olan göğüs kanserine karşı korur içeriğindeki indol-3 karbonal sayesinde.
*potasyum ve fosforca zengindir..
*E vitamini ve minerallerce zengin oluşu kalp ve damar hastalıklarına yakalanma ihtimalini düşürür,sinir sistemimize iyi gelir. zihinsel ve bedensel yorgunluğu giderir.
* antioksidan içeriği kansere yakalanma riskimizi azaltır..
*bağırsakların çalışmasını düzenler, vücuttaki toksik maddelerin atılımında rol oynar, kabızlığı giderir...
*demir içeriği ile kansızlığı önler.


aslında sağlıklı yaşamak elimizde ama ne var ki şu abur cuburlardan kurtulamıyor ve bir o kadar hayatımızın içine katıyoruz.. yemeden duramıyoruz..


malzemeler:
yarım karnabahar
1 paket krema
1 küçük boy soğan
3 kaşık un
dereotu, tuz, sıvıyağ

yapımı:
karnabaharları yıkayıp küçük doğruyoruz. sıvıyağda kavuruyoruz. üstüne minik doğranmış soğanları da ilave edip bir miktar kavuruyoruz..krema, un ve suyunu ilave edip pişmeye bırakıyoruz. blenderle  inceltiyoruz.altını kapatınca tuzunu ayarlıyor ve ince kıyılmış dereotuyla servis ediyoruz. afiyet olsun...

31 Ekim 2010 Pazar

FIRIN KARNABAHAR..


sezonumu bu tarifle açıp ısrarlı bir şekilde denemenizi tavsiye ediyorum...

malzemeler:

orta boy karnabahar
2 yumurta
4 kaşık yoğurt
3 kaşık un
1 çaybardağı sıvıyağ
1 çay bardağı süt
maydanoz
kaşar peynir
pulbiber, tuz

yapılışı:

karnabaharlar haşlanır. orta boy bir borcama dökülür. başka bir yerde yumurta, un, süt, sıvıyağ, yoğurt, maydanoz, pulbiber ve tuz karıştırılıp karnabaharların üstüne ilave edilir. en üste kaşar rendesi ile fırına verilir.150 derecelik bir fırında pişirilir..afiyet olsun...

fotografını cekemeden tukettık...bır sonrakı yapılısa kısmet olursa ceker yayınlarım...afıyet olsun...

7 Ekim 2010 Perşembe

YENİDEN...

kış geldi...
evdeyiz..
ve tariflerle
ve yeni fotoğraflarla..
yine inşallah birlikteyiz.....

11 Ağustos 2010 Çarşamba

HOŞGELDİN RAMAZAN...




bereket ve huzur ayı...
hoşgeldin...
evlerimize şeref verdin...
merhamet ve lütuf ayı..
hoşgeldin....

5 Ağustos 2010 Perşembe

FIRIN SÜTLAÇ


eşimin sevdiği tatlılardan bitane daha... yapmak için daha mühim bir sebep olamaz.....

malzemeler:

1,5 çay bardağı pirinç
1 lt su
1 lt süt
3 su bardağı şeker
2 yemek kaşığı pirinç unu
1 yemek kaşığı nişasta
2 yumurta sarısı

yapımı:
pirinçler iyice yıkanınca derin bir tencereye alınır. su ilave edilip pirinçler şişinceye dek pişirilir ( suyunu biraz çekmiş ve pirinçler patlamış olacak). süt eklenip bir miktar kaynatılır. başka bir kapta nişasta ve pirinç unu soğuk su ile karıştırılır..pişen sütlaçtan bir kepçe alınıp ılıştırılır ve karışıma  ilave edilir. 10 dk kadar pişirilir. şeker ilave edilip bir taşım kaynatılır.. ve ocaktan alınır...
yumurta sarıları ayrı bir kapta çırpılır.. sütlaçtan 2 kepçe alınıp karıştırılarak ılıtılır. ve sütlaça dökülür. ısıya dayanıklı kaplara paylaştırılır ve tepsiye dizilir.. tepsinin içine kapların yarısını geçecek şekilde su doldurulur. önceden ısıtılmış 200 derecedeki fırında pişirilir. istenen kabuk kıvmına göre fırından alınır.
afiyet olsun....

3 Ağustos 2010 Salı

KÜÇÜCÜK TATİL..


ama bu kadar mı iyi gelir insana ?
saatlerce kalcak yer arasakta, kaldığımız yer "artık biyer olsun da neresi olursa olsun"  duyguları ile bulunduğu için vasat olsa da, mehmetfikri'yi çişe alıştırma döneminde olduğumuz için otobanlarda lazımlıkla  "İŞTE TÜRKİYE"  fotoğrafları versek ve kamyonculara rezil olsakta unutmayacağım bir güzellikte; oğluşum, babamız ve ben çok hoş bir kaçamak yaptık bu hafta sonu...inşallah tekrarını ve devamını yaparız...

26 Temmuz 2010 Pazartesi

...ZEYTİNYAĞLI BAMYA..


çevremdeki herkeste aynı yakınmalar var bu sıralar. " halsizim, canım bişey yapmak istemiyor, uykum var vs vs". sanırım bu tarif herkese hitap edecek. özellikle şu sıcaklarda, kolumuzu bile kıpırdatamadığımız şu günler de halsizliğin en güzel ilaçlarından biridir bamya..

herkese inat çok severim ben bu yemeği. ayıklanması zor evet kabul ediyorum biraz itina istiyor.. ama farklı yapım teknikleri bilinen görüntüsel olumsuzluklarını önlüyor.. faydaları da cabası zaten.. kabızlığı, sindirim sistemi bozukluklarını önlüyor. kanı temziliyor. A, B1, B2 ve C vitaminlerince; magnezyum ve demir minerallerince zengin bu sebze her açıdan sofralarımızda olmayı hakediyor..

malzemeler:
1 kg bamya ( uç kısımları derine inmeden kesilip ayıklanmış)
2 adet soğan
yarım limon
zeytinyağı
3 adet domates
tuz, şeker

yapımı:
bamyalar limon suyu ile bir miktar kavrulur. ayrı bir tencerede soğanlar zeytinyağında kavrulduktan sonra domatesler ilave edilir. üzerine bamyalar eklenir, tuz ve şeker ilave edilip 2 bardak su ile pişmeye bırakılır. en küçük gözde ve en kısık seviyede pişirilir. su ayarı birazda kişiye kalmış.sevdiğiniz diriliğe göre arttırılabilir..
şimdiden afiyet olsun..

not: fotoğraf makinemin bir türlü elime geçememesi ve bir sürü aksilik nedeniyle fotoğraf çekemedim.. yeniden yaptığımda çekip yayınlıycam..

17 Temmuz 2010 Cumartesi

NASIL YANİ...


dün akşam eşimin işi nedeniyle Sarıyere geçtik. iş bitiminde özel sağlık sigortasıvari bir kurumundan meşhurrrrr plaj+restaurant+camping firmasına  ait bedava giriş hakkımızın olduğu mesajı geldi. bir bakalım dedik. gerçekten temiz, güzel görünümlü, elit kişilerin müdavimi olduğu class???? bu plajın görevlisiyle görüşmek istedik. ama daha dışarıda konumunun ne olduğunu anlayamadığım bir görevli  ilgisiz, soğuk, ağzında sakız ve bizi hiç umursamayan bir tavırla zaten sizi umursamıyorum ne işiniz varki burda bikere yakışmıyorsunuz buraya der gibi "burda ne biz size uyarız ne siz bize zaten tesettürlü almıyoruz buraya; elbiseyle denize girilmez burda"  demezmi. yani devlet dairesi mi yaa burası dedim. inanamadım. elbiseyle girilmez...elbiseyle girilmez.. elbiseyle girilmez. tesettürlü almıyoruz..kafamda resmen dentritlerim nöronlarıma karıştı. elektrikler kesildi. inanamadım. bizi nezih müşteri sınıfının yanına yakıştıramadı. ki yanımdan geçen kendisini hiç tanımadığım oranın daimisi olduğu belli, gayet hanım hanımcık, kültürlü, şık kırmızı elbiseli bir bayan bana "merhaba" diyecek kadar durumu umursamazken...
yok şimdi kocam bizi denize götürmeyip eve kapatsa çağdışı olur..
sadece tesettürlülerin girebildiği en azından bu muameleyi görmeyeceğimiz bir plaj istesek bu sinirle, dini alet edip çıkar sağlamış olurum.
oğlumun d vitamini, güneş, kum ihtiyacını düşünmesek ""ya bu devirde bu anlayış!! internetin mi yok tv demi seyretmiyorsun artık heryer doktor dolu anlatıyolar ya....""diye söylenir dururlar..
sonra bunu blogunda mesele haline getirincede "" şuna bak ne de çok şey biliyormuş, bunlarda iyice herşeye elini atmaya başladı valla sonumuz hayrola"" diye geleceklerinden kaygı duyarlar..
kim geleceğe umutsuzca bakmalı acaba..
ya da kim denizine bile layık görmüyor beni bu İstanbul'un..
kırmızı elbiseli hanımın bundan rahatsız olmadığı çok açıkken üstelik...
neyse girmeyiz bizde plajınıza...
sizin olsun...
haaa bu arada biz denize elbiseyle girmiyoruz. kendimizce tesettür mayomuz var. hiç tv de mi seyretmiyorsun Allah aşkına...

14 Temmuz 2010 Çarşamba

YOĞURT


sevmem, ağzıma sürmem diyen yoktur herhalde..özellikle yemeklerin yanında serinletici özelliğiyle hemen hemen her sofrada yerini alır. peki yoğurt hakkında neler biliyoruz..
beslenme
yoğurt beslenme ve içerik açısından sütten daha faydalıdır. çünkü kurumadde oranı daha yüksek, daha yoğun. içindeki B1, B2 vitaminleri, mineraller ve yağ bakımından daha zengindir..içindeki faydalı bakteriler yoğurttaki protein, şeker ve mineralleri metabolizmamızın daha rahat ayrıştırabileceği formlara dönüştürür.buda sindirim kolaylığı sağlar..laktoz intolerans( süt şekeri olan laktozu tolere edememe ve süt içince şişkinlik ve gaz sorunu yaşama) hastaları için güzel bir alternatiftir. rahatlatıcı etkisi yüksektir. bu yüzden iyi uyku getirir.


sağlık
 kolestrol düşürücü özelliği vardır..tansiyon hastalarına tavsiye edilir, hamileler, emzirenler, büyüme ve gelişme çağındakiler için vazgeçilmez bir alternatiftir. içeriğindeki milyarlarca faydalı bakteri sayesinde bağırsak floramızı düzenler..yoğurttaki maya ( laktik fermentler) uzun süreli antibiyotik tedavisi sonucu bozulmuş bağırsak florasını düzenlemede etkilidir.( bağırsak floramız aslında bizim vucudumuzca istenip kabul edilen ve bizi diğer zararlı mikropların etkisinden koruyan yararlı bakterilerdir). yapılan deneyler yoğurdun içerisindeki laktobasillerin kalın bağırsak( kolon kanseri) kanserini önlediği ve bağışıklığı kuvvetlendirdiği ihtimallerini arttırmaktadır. yoğurdun kanımızdaki akyuvarların interferon üretiminin bikaç kat arttırdığı gözlemlenmiştir. (interferon, vucudumuzda çok küçük miktarda bulunup kandaki bakteri, virüs ve parazitlere karşı koruyan bir protein çeşididir.) nefes kokusunu giderdiği, diş taşı ve diş eti iltihaplarını önlediği Japonya' da yapılan bilimsel testler sonucu anlaşılmıştır. 6 hafta boyunca günde bir porsiyon yoğurt yiyenlerin %80 inde nefes kokusuna yol açan hidrojen sülfit oranının düştüğü görülmüştür.
güzellik
bağırsaklarımızın düzenli çalışması güzellik ve cilt sağlığımız ile de ilişkilidir. düzenli kullanımında cilde farkedilir bir parlaklık kazandırdığı bilinmektedir. ayrıca formda kalmamızda da etkilidir. bir kase yoğurtta yaklaşık 57 kalori vardır. kaymağı alınırsa bu oran biraz daha aşağıya düşebilir. yüz ve boyna sürüldüğünde  cildin canlanmasını sağlar. tırnakların sertleşmesinde de önemli rol oynar.
bu ve daha belkide gün yüzüne çıkmamış birçok faydasından dolayıdır ki sağlıklı beslenme deyince ilk akla gelenlerdendir...

6 Temmuz 2010 Salı

EKMEK MAKİNESİNDE AÇMA...

uzun zamandır ekmek makinesinde açma hamuru yapma planım vardı bu güne kısmetmiş.

malzemeler:
 2 bardak süt
2 çorba kaşığı kuru maya veya 1 paket yaş maya
2 çorba kaşığı şeker
2 çorba kaşığı tuz
5 su bardağı un
1 su bardağı sıvıyağ
1 yumurta( akını hamura katıyoruz, sarısı üstüne sürülüyor)
2 çorba kaşığı margarin( oda sıcaklığında)
susam....

yapımı:

sütü ısıtıp içine maya ve şekeri ilave ediyoruz. 15 dk bekliyoruz.
sütü, sıvıyağı, yumurta akını makinenin haznesine koyuyoruz,
üstüne un ve tuzu ilave edip hamur programında( moulinex home bread 11. program) karıştşryoruz. yaklaşık 1,5 saatlik bir program bendeki. daha sonra hmurdan parçalar koparıp elimizle acıyoruz.yumuşamış margarinden sürerek rulo yapıp açma şekli veriyoruz. üstün eyumurta sarısı sürüp 175 derecelik fırında pişiriyoruz. afiyet olsun...

KAPKA....


yaşaşin kapka didiyoşşş...
her dışarı çıkışımızda bu nidaya dayanamayıp rotamızı bir kapka çevirmemiz onu çok sevdiğimizden mi acaba? o oyuncaklarıyla oynarken onun geleceğiyle ilgili belkide oynadığı kum taneleri sayısınca sebep bulup dertlenmemiz artık onun için nefes aldığımızdan mı  acaba?  evlat ne değişik bişeymiş.....

17 Haziran 2010 Perşembe

REGAİB KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN


hepinizin kandilini ve bu vesileyle üç aylarını tebrikliyorum..dualarda unutulmamak dileği ile.
 bu arada sevgili rumma yazısında çok güzel bilgilendirmiş bizi. saolsun..
herkese hayırlı kandiller...

8 Haziran 2010 Salı

PATLICAN SALATASI




küçükken annem yapardı bu salatayı. hatta manca derdik biz. nerden geldiyse aklıma yapasım tuttu. yemeğe gelen misafirlerimizin de hoşuna gitti. tavsiye ederim..

malzemeler:
4 patlıcan
5-6 biber
3 domates
1 soğan
3 diş sarımsak
zeytinyağı
tuz
limon ve narekşisi

yapımı:
patlıcan, biber ve domates közlenir. (ben ocak üstünde közledim) kabukları soyulur, doğranır ve karıştırma kabına alınır. sarımsaklar ve soğan rendenin en ince ve küçük tarafıyla rendelenir. zeytinyağ, tuz, limon ve narekşisinden damak tadınıza uygun bir sos hazırlanır , ilave edilir. ben üstüne sarımsaklı yoğurtta koydum. tercihe bağlı konulmayabilir.  servis tabağına alınır, dolapta soğutulup servis edilir. afiyet olsun....

5 Haziran 2010 Cumartesi

TAHİNLİ KURABİYE

kardeşim Büşra'nın tarifi bu kurabiye.
kolay kolay kurabiye yapmam ben, pek sevmem..
ama bunun helva tadı müthiş oluyor. ayırdığınız zamana ve gösterdiğiniz çabaya fazlasıyla değer.
şimdiden afiyet olsun...

malzemeler:
1 su bardağı tahin
1 su bardağı sıvıyağ
1 su bardağı pudra şekeri
1 su bardağı ceviz
1 çimdik tuz
aldığı kadar un
NOT: kardeşim derki; sıvıyağı 1 su bardağından az, tahini 1 su bardağından çok koymak lezzeti katlıyor.toplamda ikisi 2 su bardağı etsin... 

yapımı:
tahin, pudra şekeri, sıvıyağ, un ve tuz karıştırma kabına alınır. kıvam alınca cevizler eklenir. şekillendirilir ve tepsiye dizilir. 160-170 derecede ÖNCEDEN ISITILMIŞ fırında pişirilir. şekil alması zor ama pişince toparlanıyorlar. pişme süresi de biraz uzun. ama emin olun sonuç mükemmel...lezzetli farklı bir kurabiye...
afiyet, bal, şeker olsun her zamanki gibi...

2 Haziran 2010 Çarşamba

.......


aslında yazacak çok şey var.
ama yazacak hiçbişey bulamıyorum.
sözün bittiği, anlamları gözyaşlarına yüklediğimiz yerdeyiz.
Rabbim yar ve yardımcıları olsun.
hepimizin.....

BÖRÜLCE SALATASI

mehmetfikri'nin doğum gününde en çok beğenilen tarifti bu. ben de paylaşmak istedim. afiyet olsun...

malzemeler:
yarım paket börülce( akşamdan ıslatılmış)
1 demet maydanoz
1 demet dereotu
1 demet yeşilsoğan
2 limon
tuz
narekşisi
zeytinyağ

yapımı:
suda bekletilmiş börülceler yarım saat kadar kaynatılır. yıkanıp soğutulur. dereotu, maydanoz ve yeşilsoğan küçük küçük doğranır. en son zeytinyağ, tuz, narekşisi ve limondan damak zevkinize uygun ölçülerde sos hazırlanır. karıştırılıp servis edilir...

5 Mayıs 2010 Çarşamba

KISACIK ARA...

mehmetfikri'nin doğum günü ve baharın gelişiyle ilgili kalkıştığım büyük detaylı ve dipbucak temizlik nedeniyle kısacık bir ara veriyorum. değil yeni tarifler denemek akşama sofraya yenecek bişeyler koyabilirsem bile kendime aferin diycem. minik, küçük, çekirdek aileme duyurulur... sevgilerimle

26 Nisan 2010 Pazartesi

MAŞUKİYE, TAVUKLU PARÇA PİNÇİK BÖREĞİ


hafta sonu  maşukiyeye gezi planı yaptık..dere kenarında piknik yaparak başladığımız gezimiz kartepenin zirvelerinde son buldu. eve gelince manzaranın şaşkınlığını seyretmekten fotoğraf çekmediğimi farkettim. ama sizlere gezilip görülmesi gereken yerlerden biri olduğunu hatırlatmak isterim. doğa, manzara, temiz hava, oksijen ve nefis lezzetlerle dolu restaurantları ile hafta sonlarımızın bir parçası olacak gibi gözüküyor...
kahvaltı için yaptığım böreğin peynirli tarifini burda yazmıştım .buda tavuklusu ..

malzemeler:
1 tavuk göğsü (haşlanmış)
1 kutu garnitür
1 subardağı sıvıyağ
1 subardağı süt
1 subardağı tavuk suyu
3 yufka
kaşar

 yapımı:

karıştırma kabına sütü, tavuk suyunu, sıvıyağı, didiklenmiş tavuk parçalarını, garnitürü, ve parçaladığımız yufkaları koyup harmanlıyoruz. dikdörtgen borcamı yağlayıp bir yufkayı seriyoruz. karışımı içine boşaltıyoruz. 180 derecede ısınmış fırına veriyoruz. pişmeye yakın rendelenmiş kaşarı serpip üstü kızarana kadar pişiriyoruz.. sıcak servis edip afiyetle yiyoruz...

bu da guzellıklerıne hayran kaldığım lalelerin fotoğrafı. yetiştirmek şimdilerde moda sanırım .bende fotografını cekerek uyayım istedim bu modaya... sevgiler...iyi haftalar...

19 Nisan 2010 Pazartesi

NE İÇTİĞİMİZİ BİLELİM ....

 çeşmeye ağzımızı dayayıp doya doya su içme devrini çoktan kapattık. ama birde para verip aldığımız suyun içinde ne türlü hileler olduğunu bilmek can sıkıcı geliyor bana...reklam ederlerken "şu kadar vitamin, şu kadar mineral içerikli, bu suyu iç başka bişey lazım değil" diye allayıp pulladıkları ürünleri çeşme suyundan beter çıkıyor yapılan denetimlerde... sadece 3 ayda 14 işletmeye yasal işlem yapılmış istanbul'da. hele de yaz aylarına gireceğimiz önümüzdeki günlerde daha da arttırılmalı bence. peki nelere dikkat edicez su alırken?mesela en önemlileri damacana da marka etiketi bulunmalı, marka etiketi kabartmalı olmalı, kapaktaki bilgi; gövdedeki kabartma ve etikettekilerle aynı olmalı, damacananın boğazındaki emniyet şeridindeki bilgiler de diğerleri ile uyumlu olmalı.
sağlık bakanlığı AB kriterlerine uygun sınıflandırmalarla  ruhsatlandırmalar yaparak kaliteyi hedefliyor. her suyun içeriği bir değil. sular içeriklerine  göre "içme suyu", "kaynak suyu", "doğal mineralli su" olarak sınıflandırılıyor. magnezyum ve kalsiyum gibi temel mineraller bakımından zengin ve niteliği değişmemiş sulara "doğal mineralli su" ruhsatı veriliyor. bir de buna ek olarak suyu muhafaza etmenin de önemi büyük.satın aldığımız yerdeki depolama şekli de suyun kalitesi açısından önem arzediyor. örneğin suyun satış ve muhafaza yeri ayrı olmalı, petrol türevleri ile aynı yerde bulunmamalı ve taşınmamalı, güneş ışığı görmemeli. satın aldığımız işletmenin içme suyu satış belgesi olmalı...
velhasıl su deyip geçmemek, dikkat etmek, bilgilenmek, ne içtiğimizi bilmek lazım...

15 Nisan 2010 Perşembe

BONİBONLU PAPATYA KURABİYE

karne hediyesi olarak yaptığımda çok beğeni toplayan bu kurabiyeyi yeğenimiz mehmethan'ın Kuran partisinde de yapmaya karar verdim.yine çocukların gözdesi oldu. nice başarı hikayelerini yazmak duası ile mehmethan....

malzemeler:
1 subardağı + 2 yemekkaşığı nişasta
2 subardağı + 2 yemekkaşığı un
150 gr. margarin (oda sıcaklığında olacak)
1 paket vanilya
1 subardağı pudra şekeri
1 yumurta
1 çaykaşığı  kabartmatozu
bonibon

yapımı:
oda sıcaklığında beklemiş margarinle pudra şekerini karıştırıyoruz. daha sonra bu karışıma yumurtayı katıyoruz. nişasta, un, vanilya ve kabartmatozunu ilave edip yapışkan olmayan bir kıvam alana dek yoğuruyoruz.  hamuru yarım saat kadar buzdolabında dinlendirip üzerine buzdolabı poşeti yayarak merdane ile açıyoruz. çiçek kalıbıyla şekil veriyoruz. üzerine bonibonu bastırıyoruz. çöp şişlere takıyoruz. en son yağlı kağıt serili tepsiye diziyoruz. önceden ısıtılmış 160 derecedeki fırında pişiriyoruz.


13 Nisan 2010 Salı

YALANCI TAVUK GÖĞSÜ

arkadaşım esra' dan yine süper bir tatlı tarifi....öğleden sonramı yalnız geçiremeyeceğimi anlayınca bana bir telefon kadar yakın olduğu aklıma geldi...yanında makarna salatası ile küçük bir ziyafet sofrası hazırladık.. bu tarifte kapanış içindi...

malzemeler:
4 tepeleme yemek kaşığı un
150 gr margarin
1 litre süt
3/4 su bardağı şeker
1 paket damla sakızı( falım sakız da kullanılabilir)

yapılışı:
margarinle un pembeleşinceye dek kavrulur.süt ilave edilir. göz göz kaynamaya başlayınca şeker ve damla sakızı  ilave edilir. 10 dk pişirilir.. ocaktan alınıp 10 dk blenderla veya robotla çekilir...servis kabına alınır ve soğutulur....

NOT: sütün az gelmesi durumunda ilave etmekten çekinmeyin.. karışım puding kıvamında olucak.. soğuyunca içindeki margarinde katılaştırıyor...un kalitesine göre kıvam değişebiliyor...

6 Nisan 2010 Salı

ÇİRKİN KURABİYE


yaklaşık 1 ay önce sevgili rumma'nın  sitesinde gördüğüm bu tarifi ne hikmetse rejim kararı aldığım gün denedim. bunun; gördüğüm herşeyi canımın çekmesiyle hiç ilgisi yok!!!

malzemeler:
100 gr tereyağı( ben oda sıcaklığında margarin kullandım)
1 su bardağı pudra şekeri
1 su bardağı damla çikolata
2 yemek kaşığı sıvıyağ
1 yumurta
1 portakal kabuğu rendesi( ben limon kabuğu rendesi kullandım)
un ve kabartma tozu

yapımı:
pudra şekeri ve margarin iyice karıştırılır. daha sonra diğer malzemeler ilave edilir. tepsiye koparılmış parçalar halinde şekil vermeden  dizilir.180 derecede pişirilir..


ben bu tarifle hümeyra'nın ev sahipliğini yaptığı 57. PORSELEN DEMLİK ÇAY SAATİ etkinliğine katılıyorum. kolay gelsin sevgili Hümeyra....

3 Nisan 2010 Cumartesi

....BÜYÜME ÇORBASI....


doktorumuzun verdiği 2 yaş beslenme düzeninde vardı bu tarif. et, sebze ve bakliyat birarada pişirelerek çorba haline getiriliyor. ben de sitede yayınlamak  istedim. hepimiz çocuklarımız icin değişik ve faydalı tarifler arıyoruz. buda onlardan biri...

malzemeler:
2 pırasa
2 patates
1 parça kemik(3-4 yerinden kırılmış)
3 havuc
2 kaşık sıvıyağı
1 su bardağı kırmızı mercimek( nohut,börülce,fasulye  gibi alternatifler de denenebilir.ben daha denemedim)
tuz

yapımı:
öncelikle kemiği 2 litre kadar su ile kaynatıyoruz. üste çıkan köpukleri topluyoruz. kemiğin üstündeki etler haşlanıp ayrılınca kemiği çıkarıp suyu süzüyoruz. mercimek, doğranmış patates, pırasa, havuç ve tercihe göre kerevizi, sıvıyağ ve tuzu suyun icine ıiave edip pişiriyoruz.pişen karışımı blendırla parçalıyoruz. çocuklarımıza sifa olması dileği ile...

31 Mart 2010 Çarşamba

HASTA.....

annesinin bitanesi, herşeyim, kıpırdak mantarım 10 gündür hasta. kendini bir türlü toparlayamadı. iştahı yoktu zaten ama şimdi içler acısı bir hal aldı durumu. oyunlarımızda bile doktor ve hasta teması var. inşallah çok kısa sürede iyileşir. zaten nadir yazdığım siteye kaç gündür uğrayamayışımın sebebi budur...sağlıklı günlerde, güzel yazı ve tariflerle görüşmek dileğiyle...

7 Mart 2010 Pazar

KOKOSTAR KURABİYE

elimin ayağıma dolaştığı, "bukadar kişiyi nasıl ağırlayacağım" hesapları yaptığım bir anda Esra yapıp getirdi bu kurabiyeleri. tarifi Yeşil Kivi' den, yapımı Esra'dan. ikisine de teşekkürler....

malzemeler:
1 kahve fincanı kakao
2 yumurta (birisinin akı hindistan ceviziyle karıştırılıp içine konulacak)
1 paket margarin
2 kahve fincanı pudra şekeri
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
yeteri kadar un 

iç malzeme:

2 su bardağı hindistancevizi
2 çay bardağı purda şekeri
1 yumurtanın akı (ayırdığımız)

sos malzemesi:
1 yemek kaşığı nişasta
1 yemek kaşığı kakao
1 yemek kaşığı şeker
1 su bardağı süt (birazı su olabilir)



yapımı:

un hariç tüm malzemeleri karıştırıyoruz. unu yavaş yavaş ekleyip yumuşak kurabiye hamuru elde ediyoruz. hindistan cevizi, şeker  ve yumurta akını karıştırıp iç harcını hazırlıyoruz. hamurdan küçük parçalar alıp ve mümkün olduğunca ince bir hamur açıp içine hindistan cevizini ekliyoruz. hamuru kapatıp yağlı kağıt serilmiş tepsiye yerleştiriyoruz. kapatılan kısmı alta getiriyoruz. 180 derece ısıtılmış fırında pişirip üzerine sosu ile servis ediyoruz.(fotoğrafta sos yok) afiyet olsun...

PEYNİRLİ PARÇA PİNÇİK BÖREĞİ

kayınvalidemin çok sevdiğini söylemesi üzerine her davet menüsüne eklediğim bir tarif. çeşitlendirmek ve sadeleştirmek elinizde. bir de kesinlikle çok bereketli. ben en son yaptığımda 20 kişiyi ağırlayabilmiştim..

malzemeler:
5 yufka
2 yumurta
2 su bardağı yoğurt
yarım bardak sıvıyağ
4 bardak süt
maydanoz
1 paket kabartma tozu
tuz
dilediğiniz peynir çeşitleri

yapımı:
yumurta, sıvıyağ, yoğurt, süt, maydanoz, tuz, kabartma tozu ve peyniri bir kapta karıştırıyoruz. peynir çeşidi olarak lor, beyaz peynir, kaşar hatta örgü peynir bile kullandığım oldu. hatta az az hepsinden katarak ta yapabiliriz. yufkalardan birini yağlanmış dikdörtgen borcama fazlalığı dışarı taşacak şekilde seriyoruz. diğer yufkaları da hazırladığımız karışıma küçük parçalar kopararak ilave ediyoruz. iyice karıştıryoruz. daha sonra borcama ilave edip üstüne kenarlardan taşan yufkaları kapatıyoruz.dilimliyoruz. yoğurtla ıslatıp 170 dereceye ısıttığımız fırında pişiriyoruz. hafif soğuyunca servis ediyoruz. afiyet olsun

PIRASALI KEK (ÇIPLAK)


trakya da "çıplak" olarakta biliniyor bu tarif. malzemeleri kolay, yapımı pratik.çok sevdiğim dayımın çok sevdiğim eşi kadriye yengem sayesinde tarif defterime kattım ben de bu keki. okul dönüşü çocuklar için hazırlanan sofralara değişik bir alternatif."çocuğum sebze yemiyor" diyen annelere de yeni bir fikir. şimdiden afiyet, bal, şeker olsun:) sağlık, zeka, bol bol da zihin açıklığı versin evlatlarımıza inşallah...

malzemeler:
4 adet pırasa
4 yumurta
1,5 su bardağı yoğurt
1 su bardağı sıvıyağ
1 tatlı kaşığı salça
1,5 paket kabartma tozu
3 su bardağı mısır unu
tuz

yapımı:

pırasaları ince ince doğrayıp az yağda kavuruyoruz. dilerseniz bu kavurma işlemini yapmayabilirsiniz. ama ben tavsiye ederim. kavrulan pırasalara salçayı ilave edip soğumaya  bırakıyoruz. diğer taraftan yumurta, sıvıyağ, yoğurt, mısır unu, kabartma tozu ve tuzu ayrı bir kapta iyice karıştırıyoruz. pırasaları da ilave edip yağlanmış fırın tepsisine döküyoruz.160 dereceye ısıtılmış fırında üstü hafif kızarana kadar pişiriyoruz. sıcak dilimleyip servis ediyoruz.

27 Şubat 2010 Cumartesi

ÇİKOLATA ŞELALESİ (VOLKAN)

bu tarifle ilk kez çalıştığım kurumun yemek kursu öğretmeni tarafından tanıştırıldım. pazar günü çalışmanın moral bozukluğunu bitek bu tatlı yok edebiliyordu o zamanlar."herkes gezip eğlenip dinleniyor olabilir bende şelalemi yiyorum" diyerek kendimi avutuyordum. geçen gün görümcem gittiği bir restaurantta bu tatlıyı yediğini ve çok beğendiğini söyledi. bende tatlının tarifini yazmaya karar verdim siteye. herkes yapsın, tatmayan kalmasın diye. şimdiden afiyet olsun

malzemeler:
2 yumurta
75 gr margarin( margarinin üzerinde 50'şer gramlık ayarlamalar var zaten)
75 gr toz şeker (yaklaşık 3 yemek kaşığı kadar)
50 gr un (1 fincandan bir kaşık az)
125 gr bitter çikolata (benmari usulu eritilmiş)


Yapılışı:
öncelikle mümkünse bikaç saat önceden kaplarımızı yağlayıp unlayıp buz dolabına atmakla işe başlıyoruz. ne kadar çok soğursa o kadar etkili sonuclar elde ederiz. bunun için ısıya dayanıklı kaplar kullanmalıyız. çikolatayı ve margarini benmari usulu eritip hazırlıyoruz. yumurtaları, şekeri çırpıp unu ve çikolata-margarin karışımını ilave edip hepsini karıştırıyoruz. kaplara biraz boşluk kalacak şekilde( kabarma payını unutmayalım!!) paylaştırıyoruz. önceden 180 derece ısıtılmış fırında 9-10 dk pişiriyoruz. piştikten sonra fırından çıkarıp ters çevirerek kaplardan çıkarıyor ve dondurma ile birlikte servis ediyoruz.

11 Şubat 2010 Perşembe

YAYLA ÇORBASI

bugünkü tarif mutfak kültürümüzün demirbaşlarından biri. dumanı tüte tüte, tereyağda yanmış nane kokusu eşliğinde gelir yerini alır sofralarımızda. tadı, lezzeti, kolaylığı ve besleyiciliği ile de asırlar boyu bu yerini korur..masalarımızı süsler. şimdiden afiyet olsun.....

malzemeler:
2 kaşık un
2 kaşık tereyağ
4 kaşık yoğurt
2 kaşık pirinç
1 yumurta
1 limon
2 litre su
tuz
nane

yapımı:
un tereyağda kavrulur. sıcak su ve pirinçler eklenir. pirinçler yumuşayıncaya kadar pişirilir. yoğurt, yumurta, limon suyu çırpılır ve ılıtılarak çorbaya ilave edilir. servis esnasında nane ile tereyağ kızdırılır tencereye ilave edilir. kase ile servis yapılır..(tuz mümkün olduğunca soğuduktan sonra katılır)

10 Şubat 2010 Çarşamba

HAFTASONU..


adapazarı mı bolu mu derken kendimizi memleketim kırklareli de buluverdik. hem ailemle vakit geçirmiş olduk hem de mehmetfikri'yi anneannesine emanet edip güzel yerler gezmenin ve güveçte mantarlı alabalık yemenin keyfine varmış olduk. eğer yolunuz bizim oralara düşerse kırklareli vize de pazarlı köyüne muhakkak uğrayın derim. eski köy evi tadında atmosferi ve odun kokusu ile birlikte yiyeceğiniz bir sürü lezzet bulacaksınız. methini çok duyduğum ısırgan çorbası da bunlardan biri....

28 Ocak 2010 Perşembe

TAVUKLU BEZELYE


ne zamandır yazdan dolaba koyduğum bezelyeleri değerlendirmek istiyordum. tarifim beğenilince siteye yazmaya karar verdim. afiyet olsun


malzemeler:
yarım kilo ayıklanmış bezelye
1 soğan
2 diş sarımsak
2 patates
2 havuç
yarım tavuk göğsü( kuşbaşı doğranmış)
1 yemek kaşığı salça
1 çay bardağı ayçiçek yağı

yapımı:
soğanlar yemeklik doğranır.pembeleşinceye kadar kavrulur. sırasıyla küp doğranmış havuç, küp doğranmış patates ve ardından tavuklar ilave edilir.hepsi sotelenince salça eklenir.bir miktar ateşte çevrilen karışıma bezelyeler ve kaynamış su ilave edilir. son olarak sarımsaklar rendelenir.piştikten sonra tuzu katılıp kapatılır.

25 Ocak 2010 Pazartesi

TAVUK ÇÖP ŞİŞ


"bu da yemek mi?" demeyin. bazen küçük tariflerle çok büyük lezzetler yakalayabilir, ani misafirlerinizi ağırlayabilirsiniz. bu da onlardan biri bence. eğer mevsim kışsa, hafiften hastaysanız, tüm bunlara rağmen durmadan ilgi bekleyen bir çocuğunuz varsa ve yemeğe ne yapacağınızı hala bilmiyorsanız müthiş kurtarıcı bu tarifi denemenizin tam sırası derim. yanında pilav, tarhana çorbası ve ev yapımı biber turşusu ile günü kurtarabilirsiniz..




malzemeler:

kuşbaşından biraz iri doğranmış tavuk göğsü
1 sogan
nane
kekik
2 diş sarımsak
nar ekşisi
tuz
karabiber
kimyon
1 kaşık salça
ayçiçek yağı

yapımı:

soğanı rendenin en küçük püre kısmı ile rendeleyin. birçok tarifte rendelenmiş soğanın suyu kullanılır ama benim rendem neredeyse püre kıvamına getirdiği için ben tamamını kullanıyorum. soğanın içine diğer tüm malzemeleri katıp tavuk ile karıştırın. en az 2 saat dinlenmeye alın. daha sonra tavukları şişlere dizip mangalda, ızgarada veya tavada pişirin. yanına pilav ile servis yapın. afiyet olsun...